Aşağıdaki videoyu izlerken dahi kalbiminizin daha hızlı attığını hissedeceksiniz ve içiniz kıskançlıkla dolacak. Aklınızda oluşan soruyu biliyorum: Böylesine bir adrenalini yaşamak için çok mu geç kaldık?
Daha önce herhangi bir deneyimim olmamasına rağmen ne zaman bir extreme spor yapan biri ile tanışsam içim kıskançlıkla doluyor. İster snowboard yapıyor olsun ister yamaç paraşütü, o kişinin yaşadığı heyecanı kıskanıorum.
Derler ki o tarz bir adrenalini yaşayan bir daha asla kopamaz. Acaba bunun için bir yaş sınırı var mı? Yaş 25; çok mu geç kaldık?
BBC’nin eğlenceli ve zeki The Human Mind belgeselinde kişinin extreme sporlara ergenlik yaşında başlandığı ve bundan sonra bağımlı hale geldiğinden bahsediliyor. Yani extreme sporlara başlamak ve devam etmek aslında bir kişilik meselesi.
Ama heves de başka bir motivasyon.
Tüm dünyada, girişimciler benim gibi ergenlik trenini kaçırmış, hevesi olan ama zaman ve para kısıtlamasıyla boğuşan kişiler için çözümler yaratmak için uğraşıyorlar. Yaratılan yapay dünyalarda biz de pek ala alternatif pseudo-extreme aktivitelerle adrenalinin keyfini yaşayabiliriz. Rollercoaster, Bungee jumping, kaya tırmanışı, yapay surf ve yapay kayak şehirden çıkmadan yapılabilecek adrenalin yüklü aksiyonlar.
İstanbul’daki genç nüfusa bakınca bu tarz pseudo-extreme spor piyasasını gelişmemiş olması gerçekten ilginç. Çılgın bir rollercoaster’a sahip içerikli bir eğlence parkı sahibini zengin edeceği neredeyse kesin.
Şehir içinde bir şekilde adrenalin yaşanabilir ama işte 25 yaşındayım ve bir gün ‘gerçek’ bir extreme spor yapma hayalimi yine de koruyorum. Avustralya’da surf yapmak, Norveç fiyordlarında yamaç paraşütü yapmak, Güney Afrika’da köpek balıklarıyla dalmak ve çılgın bir nehirde rafting yapmak hayallerimi bir gün gerçekleştirmeyi diliyorum.
Daha önce herhangi bir deneyimim olmamasına rağmen ne zaman bir extreme spor yapan biri ile tanışsam içim kıskançlıkla doluyor. İster snowboard yapıyor olsun ister yamaç paraşütü, o kişinin yaşadığı heyecanı kıskanıorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder